26 Mart 2009 Perşembe

Zilleri taktı,çiki çiki yaptı....

Boynundaki yeni zili ile Ginger kafayı yemek üzere.Biyerlerden bir ses geliyor ve sese bir türlü ulaşamıyor.Ulaşamadıkça deliriyor,delirdikçe ulaşamayıp kısır döngünün bi parçası olarak mutsuz mesutsuz alışma sürecine akıp gidiyor...Buradaki asıl mesele benim bu olaydan aldığım haz...Sevgili kedim cebelleşirken,ben o'nun gerçekten küçük bir bebek olduğunu unutmamdan dolayı günbegün artan kızgınlığım bu şekilde huzura ulaşıyor sanırım...Az daha kalkıp göbek atma merasimi düzenleyeceğim sanırım....Efenim hep derler ya...?Olayın derinine inmek lazım...Bilinç altımızda yatan bir türlü kalkmayan gerçekler neler?Çok sevdiğim(!) bi arkadaşın dediği gibi kaşkolu rüzgarda uçuşan biri olamadığım için hiçbizaman bu olayı da şu şekilde açıklamak durumunda olacağım.Efenim şimdi ben burda kapanıp kalmış durumdayım.Kendim de az önce bahsettiğim üzre bi kısır döngünün içinde cebelleşip durduğum için kendi güçsüzlüklerimi,kendi caresizliklerimi,hatta salaklıklarımı ve bunun sonucunda nur topu gibi doğan mutsuzluğumu zavallı bir canlı kedicazın üstünden hunharca ,pirim yaparak gidermeye çalışıyorum.Şekerim büyükler hep doğru dermiş."Güçlü güçsüzü ezermiş".Ah Cem,aynaya bi baksan kendi yüzüne .ıçmak istemiceksin!Düşün yani olayın vahametini...Acizliğimi perçemlemek için Ginger'a yazdığım dörtlüğün güftesini yazmak istiyorum yüksek müsadenizle...Bestesi ile birlikte dinlemek isterseniz eğer yakın zamanda çıkacak olan multi single'ımı beklemek zorundasınız...Kesin bir tarih veremiyorum.Malum küresel ısınma var....Bir tarih veripte ,dediğim tarihte çıkmazsa eğer,sevgili sevenlerimin gözündeki itibarımın sarsılmasını istemem....En yakın zamanda buluşmak dileğiyle....

Adını kahpe koydum Ginger!
Adınııııı Kah-pe koydum Gingeeeer!
Bıraaaaak Öy-le kalsın Ginger...
Bıraaaaak öy-le kal-sııııııın!

11 Mart 2009 Çarşamba

GİTMEK

-Evet Mişhel gidiyorsun...?
-Üzgünüm ki öyle Fransuva...
-Neden üzgünsün?
-Gitmekmi zor,kalmakmı?Bunun ağırlığı hiçbirşeye denk değilmiş...
-Sen zorların kadınısın Mişhel...Yıllardır güçlü maskelerini özenle taşımadınmı yüzünde?
-Ne olur daha fazla yorma beni Fransuva...Bu veda anını ne olur naif bırak,üzgün olduğum pencerelerin perdelerini sert rüzgarınla parçalama...
-Ne oldu?Sanki duvarların su almaya başlamış,yavaş yavaş eriyor...Bu sen olamazsın,benimle beraber bunca adama,bunca eziyeti yudum yudum tattıran sen olmazsın...?
-Biliyorum,ben değilmiydim kendisini yok etmeye mahkum adamların kalpsiz celladı?Ben değilmiydim meyhane köşeleri ağıtları...?Fakat dur deme anları biz güçsüz fanilerin elinde şekillenmiyormuş demek...Bilmeni isterim ki Fransuva hiçbirşey sebepsiz değilmiş...
-Biliyorum zaten...Sebepsiz olmadan ,sebepsiz olunulan bu acizliği bana benden başka kimse bu kadar iyi anlatamazdı...Senin varlığın böyle birşeyi anlamama yeterliydi Mişhel...
-Aslında bu oluduğum durumdan ziyade,hiçbirzaman olamayacağım durumların yokluğunu hissetmek çok daha yaralayıcıymış...Annemin rahmine düştüğümde kurallarımı yazmayı becerememiştim bir türlü...Bunun yüzündendir mutsuz anlarımın acısını,mutlu fanilerin mutsuzluğa dönüşen anlarından çıkartmam...
-Kendini yok yere heba ediyorsun Mişhel...birşeylerin yanlışlığını görüp hala mutsuzlukların üzerinden yanlış yollara sürüklenmek senin kurtuluşun olamaz...Bu dünyada herşeyin sonu ve başlangıcı bir anlık olayların kolaylığındayken,neden bu kadar yükü üzerine giydiriyosun?Neden?
-Ben mi istedim sanıyorsun?Konuştuklarım hala zihninde belirmiyormu?Anlamak istemiyormusun beni?Hala zehrimim etkisiyle ,sadece benim varlığımı hissetmekmi sana iyi gelen?
-Ah Mişhel Ah!Düşünki bunlara rağmen insanlar sana bağımlı,senin bir nefesin onların hayat tutanağı...Bunun acısını çekmiş,kararan dünyasına dönüp bakmayan,sadece uzaktaki bi ışığın pençesinde kıvranan biri olarak ben bunları düşünüyorsam senin gitme isteğin bu kadar kolay olamaz...
-Geçersiz özürlerin boş cümlesi olmak istemiyorum...Yaptıklarım yada yapacaklarım beni teselli etmiyecek...Kendi içimdeki boşluğu netleştirmek en iyisi...Ben boşum ve şimdiye kadar bu kentte,bu sokakta,bu evde yaşayan Mişhel'in yokluğu bu boşluğu pekiştirecek...Benim gibi o'da bomboş olacak...Bir varmış,bir yokmuş....
-Anlaşılan teselli cümleleri bir dönüşün başlangıcı olmayacak,keşke anne'nin rahmindeyken kaderini yazma şansı sana bahşedilseydi...Belki o zaman bu konuşmaların yerine,seni kucağımda sevip, o ipek saçlarını okşardım...
-Güldüğüme bakma...Hıncım katmerlendikçe böyle olurum...Fransuva...Söylediğin,anlattığın herşeyin doğruluğunu tartışmayacağım...Az sonra bu kapıdan çıkıp gitme zamanının gerçekliğini de...Benim için vakit tükendi,sözler tükendi,yaşadıklarım tükendi,benliğim tükendi...Tükenmeyen bir tek mutsuzluğum ve mutsuzluğuna sebep olduğum insanların varlığı...Gitme'nin kalmakla olan uzun bağı beni yeterince tüketti...Bunlar son sözlerim...Birazdan gözlerini kapatmanı isteyeceğim...Belli bi süre açma ve beni bir daha düşün...Bütün yaşanılanları,bütün acıları,bütün gaddarlığımı...Bu düşündüklerin gözlerini açmamana yardımcı olacaktır...Hiçbirşey kolay değil,kolay olmuş olsa bu sözlerin hiçbiri bu kadar çok yormazdı bizleri...Hayır konuşma...!Dediğimi yapmanı istiyorum sadece,evet şimdi...!
.......................................
-Mişhel,Mişhel,Mişheeeeeeel!