11 Mart 2009 Çarşamba

GİTMEK

-Evet Mişhel gidiyorsun...?
-Üzgünüm ki öyle Fransuva...
-Neden üzgünsün?
-Gitmekmi zor,kalmakmı?Bunun ağırlığı hiçbirşeye denk değilmiş...
-Sen zorların kadınısın Mişhel...Yıllardır güçlü maskelerini özenle taşımadınmı yüzünde?
-Ne olur daha fazla yorma beni Fransuva...Bu veda anını ne olur naif bırak,üzgün olduğum pencerelerin perdelerini sert rüzgarınla parçalama...
-Ne oldu?Sanki duvarların su almaya başlamış,yavaş yavaş eriyor...Bu sen olamazsın,benimle beraber bunca adama,bunca eziyeti yudum yudum tattıran sen olmazsın...?
-Biliyorum,ben değilmiydim kendisini yok etmeye mahkum adamların kalpsiz celladı?Ben değilmiydim meyhane köşeleri ağıtları...?Fakat dur deme anları biz güçsüz fanilerin elinde şekillenmiyormuş demek...Bilmeni isterim ki Fransuva hiçbirşey sebepsiz değilmiş...
-Biliyorum zaten...Sebepsiz olmadan ,sebepsiz olunulan bu acizliği bana benden başka kimse bu kadar iyi anlatamazdı...Senin varlığın böyle birşeyi anlamama yeterliydi Mişhel...
-Aslında bu oluduğum durumdan ziyade,hiçbirzaman olamayacağım durumların yokluğunu hissetmek çok daha yaralayıcıymış...Annemin rahmine düştüğümde kurallarımı yazmayı becerememiştim bir türlü...Bunun yüzündendir mutsuz anlarımın acısını,mutlu fanilerin mutsuzluğa dönüşen anlarından çıkartmam...
-Kendini yok yere heba ediyorsun Mişhel...birşeylerin yanlışlığını görüp hala mutsuzlukların üzerinden yanlış yollara sürüklenmek senin kurtuluşun olamaz...Bu dünyada herşeyin sonu ve başlangıcı bir anlık olayların kolaylığındayken,neden bu kadar yükü üzerine giydiriyosun?Neden?
-Ben mi istedim sanıyorsun?Konuştuklarım hala zihninde belirmiyormu?Anlamak istemiyormusun beni?Hala zehrimim etkisiyle ,sadece benim varlığımı hissetmekmi sana iyi gelen?
-Ah Mişhel Ah!Düşünki bunlara rağmen insanlar sana bağımlı,senin bir nefesin onların hayat tutanağı...Bunun acısını çekmiş,kararan dünyasına dönüp bakmayan,sadece uzaktaki bi ışığın pençesinde kıvranan biri olarak ben bunları düşünüyorsam senin gitme isteğin bu kadar kolay olamaz...
-Geçersiz özürlerin boş cümlesi olmak istemiyorum...Yaptıklarım yada yapacaklarım beni teselli etmiyecek...Kendi içimdeki boşluğu netleştirmek en iyisi...Ben boşum ve şimdiye kadar bu kentte,bu sokakta,bu evde yaşayan Mişhel'in yokluğu bu boşluğu pekiştirecek...Benim gibi o'da bomboş olacak...Bir varmış,bir yokmuş....
-Anlaşılan teselli cümleleri bir dönüşün başlangıcı olmayacak,keşke anne'nin rahmindeyken kaderini yazma şansı sana bahşedilseydi...Belki o zaman bu konuşmaların yerine,seni kucağımda sevip, o ipek saçlarını okşardım...
-Güldüğüme bakma...Hıncım katmerlendikçe böyle olurum...Fransuva...Söylediğin,anlattığın herşeyin doğruluğunu tartışmayacağım...Az sonra bu kapıdan çıkıp gitme zamanının gerçekliğini de...Benim için vakit tükendi,sözler tükendi,yaşadıklarım tükendi,benliğim tükendi...Tükenmeyen bir tek mutsuzluğum ve mutsuzluğuna sebep olduğum insanların varlığı...Gitme'nin kalmakla olan uzun bağı beni yeterince tüketti...Bunlar son sözlerim...Birazdan gözlerini kapatmanı isteyeceğim...Belli bi süre açma ve beni bir daha düşün...Bütün yaşanılanları,bütün acıları,bütün gaddarlığımı...Bu düşündüklerin gözlerini açmamana yardımcı olacaktır...Hiçbirşey kolay değil,kolay olmuş olsa bu sözlerin hiçbiri bu kadar çok yormazdı bizleri...Hayır konuşma...!Dediğimi yapmanı istiyorum sadece,evet şimdi...!
.......................................
-Mişhel,Mişhel,Mişheeeeeeel!

2 yorum: