6 Kasım 2009 Cuma

Tuzlu Yara

sana tuzlu yara armağan ediyorum,yaladıkça için kavrulana kadar susayasın die...tuzlu yarayı verirken aşk çeşmesi'nin vanalarına mühür koydum...bunu yana yakıla suya hasret olduğunda anlayacaksın...ilk günlerde birkaç şişe damacanayla idare edeceksin...sonu olan herşey gibi onlar da bitecek...bitmeyen bir tek tuzlu yaran olacak...damanacadaki sudan bahsediyorduk değil mi?ha işte....komşun olsa komşundan idare et dicektim tuzdan arşa çıkmış hararetini ama biliyorum ki tuzlu yara günü dostların,ahbatların da olmadı senin...nedense yılan dilin geliverdi aklıma...herzaman gayet uzun ve gayet istediğini alabiliritesi yüksek bir hali vardı...susuzluk çekilmez olduğunda yılan dilini kullanacaksın yine tüm yılanlığıyla ve düşünmezliğiyle...o dil gözüne gidiverecek tek su kaynağı olan bölegene...dil gözüne değdikçe yaradaki tuz hissettirecek kendini ve ufak yanmayla başlayan sızılar kaplıcak herbiryerini,sızılar volkanlaşıp deli deli patlamaya başlayacak....bu acıya hangi varlık dayanabilir?hangi varlık kanların akıp gittiği bir acıyla baş edebilir?
tuzlu yara,kanlı gözyaşı,yer yurt bilmeyen yılan dilin...bunlardan ibaretsin artık ve bunlarla berabersin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder