12 Ocak 2009 Pazartesi

Göt Deliğim'e İtafen

Merhaba Sevgili Çizgili Defter....

Bana bu kalbim kadar temiz,göt deliğim kadar kirlenecek çizgili sayfalarını ayırdığın için teşekkür ederim...Gönül ister tabi kalbim kadar beyaz olan cırtlak beyazlıkta bir defter edinebilmek...Fakat çok aceleye geldi...Bir anda ben yine kendimi göt deliğim gibi hissettim ve son günlerde aldığım karar doğrultusunda bu boktan durumu yazmak istedimGöt deliğim kadar olan Lefkoşada suratsız bir satıcısı olan kitapçıda seni bulabildim.Can sıkıntımı sorucak olursan eğer aşikardır...Benim canım sıkılır yer,yön ,mekan,amaç ve neden gözetmeksizin...Ne yapayım,ben böyleyim...Bir gün hüzünlü hüzünlü,Umay Umay şarkıları tadında göz gezdirmezsem çevreme içim rahat etmez...

Şarkılar,şarkılar,şarkılar...Üç saat öncesinde geçmiş devrimci günlerimi dolu dizgin hissettirirlerken,şimdi bira ve sigara eşliğinde meyhane köşesi gibi hissettiriyorlar...Bir de çevrede koşuşan çocuklar ve gürültüleri olmasa...Neyse..Benim canım sıkkın...Sikmişim çocukların gürültülerini...İşte yazıyor olduğum şu anın başlangıç süreci ve nedeni bu...Ha!..Bir de daldan dala atlarken,yapmak istediklerim,heves ettiklerim listesinde sıkıntı atma,kafa dağıtma işlerimde yazmayı tercih etmem...O kadar becerikliyim ki ,düşünsel anlamda kendimce herbişeyi başarmaya niyetli görünüyorum...Halet-i ruhiyemin bedbah olma nedeni şudur;Kendimi yaşadığım çevreye,sosyal alana katamamam,sindirememem,dahil olamamam ve en önemlisi bunu nasıl başarıcağımı bilememem...İllaki şeyta'nın bacağı bir şekilde kırılıyordur...Şans dönüyordur...Elbet bu garip de kendi yüzünü güldürmeyi öğrenecektir...

Uzun yıllardan beri birşeyleri,biryerlerde yanlış yapıyorum,farkındayım...İzafiyet teorisini bulmak kolay olmamıştır heralde...Bu kolaycılığa sığınarak yanlışlarımı hatalarımın nedenlerini sebeplendiremeyeceğimi düşünüyorum...Yazdıkça düşündüğüm,hissettiğim olumsuzlukları Pek de öneli görmemeye başladım şimdi...Allahım delimiyim neyim?..Radikal bir karar alıp göt deliğime dinamit koyup patlatsammı acaba?Kurtuluşum bu olurmu,sessiz sakin dünyaya kavuma adına?..

Düşün,düşün,düşün...Arabada gelirken kendimi koyduğum durum ve hislerimi...Düşün!..Hımmm..Kendimi bir çarkın parçası olarak görmüyordum,bu çarkın işleyişini anlayamıyordum...Sürekli olumsuzluklarımla gündeme geldiğimi ve bunu birlikte olduğum insana yaşatmaya hakkım olmadığını,sadece ismam ve soy ismimden ibaret olduğumu,....'nın sevgilisi cem,yurt dışından gelmiş cem,tek başına kaldığı anlarda tek baş olan,yapabilceği hiçbirşeyi olamyan,sınır noktasında olan cem olarak görüyordum...Sokakta yalnız başıma dolaşıp,sonra bir gruba daihl olduğum,ait olduğum çoğunluklara gitmeyi çok özledim...Hiçkimse duygusu,durumu çok ağır geliyor...Bir türlü çoğunluklarla iletişim kurma olayını geliştiremiyorum...Bir türlü"yeter artık,biraz kafamı dinlemek iistiyorum,isnsanlar beni yoruyor" diyemiyorum...İnsanların hissettiklerimi bilmeden ukalaca"herkesin bir yaşam temposu var,herkesi sürekli görmenin olanağı yok"demesini istemiyorum...İnsanlardan kaçmak tercihim olsun istiyorum...Mecburiyetlere dayanan,klişe olan,yüzeysellikten ileri gidemeyen iletişimler istemiyorum...Bunkları başaramadığımı görmek istemiyorum...Burada insanları suçlamak,kendimi sürekli aklamakgibi bir düşünce içerisinde değilim...Sıkıntım sadece bu hissettiklerimi giderememekten kaynaklanıyor...

Yazmam yavaşladı...Bu çevremdeki kalabalığın artmasından mı,yoksa yazmak istediklerimin tükenmesindenmi kaynaklanıyor bilmiyorum...

.... geliyor,mola...yazmak istediklerim var daha...buradan gitme isteğim üzerine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder