8 Ocak 2009 Perşembe

Kasaba Terzisi...


Hayatımın geçmiş günlerinden gelen bir diğer ayrıntı ise kadın sevmezliğim,kadın tutmazlığım,kadına karşı olan iletişim eksikliğim...Çocukluk yıllarımı saymazsak dişi populasyonuyla hep bi çıkmaz olmuştur bağım...Ben ben olarak çok kafa patlatım,geceler boyu süren fikir yürütmelerimden sonra çıkarım denilen şey şu oldu kendimce...Annem terziydi,kasaba terzisi.Büyük şehirdekilere benzemeyen bi terzilik.insanlar sadece prova için şöle bi ayak üstü uğramazlardı,sıkışık kent hayatı edasıyla...Gelirlerdi,kimi zaman öğleden sonra çayı molalarına dönüşürdü bu prova anları...Ve dedim ya kasaba terzisiydi annem...Kasabada erkek müşteri olmazdı,kadınların hüküdarlığı böyle yerlerde nüksederdi...Ve ne yazıkki annem hiçbizaman dilek hanif,arzu koprol gibi olamıyacağı halde işini çok iyi yapıyordu,annem işinde iyiydi.Dolayısıyla müşteri yelpazeside çok genişti,kasaba kadınları içinde.Bu sayede ben her türlü kadını gördüm...Gencinden ihtiyarına,zengininden fakirine,aklı az çalışanla çok çalışanına,şuh olanından ezik büzük,ezikiklikten kamburu çıkmış olanına kadar...Çeşit çeşitti herbiri...Çeşitliliklerinden çok ,çok çeşitli zamanları yudum yudum geçirdim onlarla.kasaba terzisi olmak zormuş ....Hele ki terzinin el bebek ,gül bebek büyüyen oğlu olmak daha zormuş...Gel zaman git zaman kadınlarla olan zaruri ve şartnameli iletişimim bende bişeyler uyandırdı,o zamanlar bilmeden,adını koyamadığım bir hal içerisinde.O zaman cümlelere dökemediğim şey şuydu;Hepsinin ortak paydası mutsuzluklarıydı,kasaba çemberine takılmış,gayeleri ailesine,beyine hizmet olmaktan ileri gidemeyen,güçlü olsalar bile güçleri bi yerde sabitleşen,çıkmazın içinde debelenip duran kadınlardı...Kasaba terzisi annemde buna dahildi...Hepsi kendi küçük dünyalarında büyük hükümler süren,kendi küçük dünyalarından bir adım ilerisinde hükümsüzlüğün allahını yaşayan kraliçelerdi...Ben bunların ciğerini öğrenmiştim,hatta ciğerlerini okumakla kalmamış,şımarıkça bazı zamanlar prova yapılan eteğin altından mahremlerine dil uzatmıştım....Bu kadar yakındık yani,biz...İşte bu fiziksel anlamdaki artan gereksiz yakınlaşmalar zamanla bende kadın imajını git gide azalttı,zayıflattı,neredeyse yok etti...Fiziksel anlamdaki laubali yakınlık,duygusal anlamda büyük bir elvedaya dönüştü...Güçsüz insan görmeye tahammülüm yok,hele ki bu kadın olursa görmemezlikten gelmek daha hayırlı benim için...Uzun lafın kısası ben kadına doydum,ortalama 70 yıl olan insan ömründe ben 14 yaşıma kadar gereğinden fazla ve yüksek dozajda aldım bu ezik,güçsüz kadın modelini...Elveda kadınlar...














2 yorum:

  1. okuduğum en iyi cem yazısı... en samimisi... cem biliosun di mi julia robertsın annesi de kasaba terzisiymiş, ondan dolayı çok kadın görmüş, ve oynadığı rollerde genellikle çocukken gözlemlediği o kadınlarmış. onlardan ilham alıyomuş oynarken... ööle yani :) o tabii julia roberts sen cem yardımcı:) bence sen de o kadınları yaz "edebiyat dünyasında kadına kadın taşralığı sunan yazar" ol ;)

    YanıtlaSil
  2. vallahi bilmiyordum böle bişeyi,analiz edecek kadar hatırlamıyorum hissettirdiklerini,kötüyü anımsatan herşeyi genelde kolayca silmişim zihnimden,ben bi şekilde yazarım ve siz değerli okuyucularım beni nereye koymak isterseniz benim kabulüm olur... :p teşekkür ederim...

    YanıtlaSil